Değerlendirme ve Bayram Kutlaması
Hergün yaklaşık bir saat bloğumla ilgileniyorum. Bazen biraz daha fazla bazen daha az. Ortalama bir saat. Zaten çok aştım mı süreyi bizimkilerden
uyarı hemen gelmeye başlıyor. Bazen okulda fırsat bulunca hemen istatistiklerime bakıyorum, kaç kişi girmiş, kaç kişi yorum bırakmış.
Köpeğim, Golden Retriever'im yok diye ağlaşıyordum ya bir yazımda, köpek yerine blog edindim. Bu bir haftalık yayın dönemimde 1000den fazla tekil giriş olmuş. Babam "süper" diyor, ama bence az.
Günde 100 -150 arasında. İyi midir? Girişlerin çoğu Google'dan. Bu iyi aslında. Çünkü blog kaynaklarından yazıldığım gün giriş oluyor,
sonra nerdeyse hiç kimse gelmiyor.
Bloğumun görünüşünü sevmiyorum. 3lü, 4lü şablonlar görüyorum. Ama blogger'de yok onlardan. Nasıl edinebilirim? 3lüleri seviyorum. Bazı sitelerde görüyorum, hatta birini denedim ama beceremedim. Babam bununla elimi alıştırmam gerektiğini ve daha çok yazmam gerektiğini söylüyor. Yazmak sanki kolay, bir yazıyı resmi, videosu, kaynağı
filan 3-4 günde bitirebiliyorum. Kendileri benim yazılarımı okurlarken
bir saat geçiriyorlar.
ABS freni diyorum ben onlara: Anne Baba Sansürü.
Bir ziyaretçi yazıları benim yazmadığımı söyledi.
Diğeri de reklamlara kızdı.
İki olumsuz eleştiri aldım. İlkine İtiraz adlı yazımla cevap verdim.
Reklam konusunda babam da kafamı şişiriyor. İlk olarak kitap reklamlarını kaldırdım. Çok çirkindi gerçekten.
Adsenseleri de her an kaldırabilirim, öyle durup duruyorlar. Bir de ilgisiz
reklamlar çıkıyor. Kimsenin de tıkladığı yok. Koca haftada bir kişi tıklamış.
Halbuki hayallerim vardı. Bu reklam konusunda bazılarınız pek tutucu.
Reklam yayınlamayı, para kazanmayı ayıpmış gibi görüyorlar.
Bence değil. Bir de heralde bilgisizler. Para kazanıldığı yok ki...
Ama yaklaşımlarını doğru bulmuyorum. Kazanacağım parayla
kendime comlu adres alacaktım. Alamazsam, babama gideceğiz heralde.
Böyle olursa babamsağolsun.com adresini almazsam ne olayım,
kamyoncular gibi...
Reklam konusunda haksız mıyım? Görüşlerinizi bekliyorum.
Bu hafta yollardayız yine. Daha önce de söylediğim gibi babam gerginleşmeye başladı bile. Çarşamba sabahı İzmir'e doğru yola çıkıyoruz.
Bir aile ziyareti sayılır. Kurban Bayramlarını İzmir'de geçiririz.
Yolculuk anılarını taze taze yazacağım bu sefer.
Çarşamba günü yarım gün, okuldan izin alacak bizimkiler. Kış yolculuklarının en çok burasını seviyorum.
Şimdilik bu kadar. Bu hafta bir daha yazabileceğimi sanmıyorum.
Hem sosyal sınavım var, hem de 2 proje (ingilizce ve matematik)
bitirmem lazım.
Herkese iyi bayramlar diliyorum.

1 yorum:
ARABAM 6 TEKER MIZARA YOLCU ÇEKER ŞU MIZARIN KIZLARI ONUR ONUR DİYE CAN ÇEKER
Yorum Gönder